28 Aralık 2018 Cuma

DÜNYA GÜCÜ OSMANLI DEVLETİ (1453-1600)
                                                                                  


Rumeli’ye geçişle birlikte, Avrupa kıtasında toprakları genişlemeye devam eden Osmanlı І. Bayezid komutasında 1395 yılında İstanbul’u kuşatmıştır. Osmanlı bu kuşatmada ilk defa mancınıkları kullanmıştır. Fakat, Bizans ile müttefik olan günümüzde Bulgaristan olarak bilinen Macaristan Krallığı Osmanlı toprağına taarruz etmiş ve İstanbul kuşatması sonlandırılmıştır. Ertesi yıl kuşatmaya devam eden Osmanlı imparatorluğu, Bizans’ın boğazdan gelebilecek bir yardımdan yoksun bırakmak için boğaza Anadolu Hisarı’nı inşa ettirmiş ve Bizans imparatorluğunun isteği üzerine ateşkes imzalanarak kuşatma kaldırılmıştır. Bu kuşatmanın ardından toprakları alınan Anadolu beyliklerinin Timur’a sığınması ve kışkırtmasıyla Yıldırım Bayezid ve Timur arasında Ankara savaşı yaşanmış ve Osmanlı imparatorluğu Fetret devrine girmiştir. Fetret devrinde Bayezid in oğullarından Musa çelebi Anadolu’daki iç kargaşaya Bizans’ın neden olduğunu ve şehzadeleri kışkırtarak iç karışıklık çıkardığını düşündüğü için Bizans’ı suçlu bulmuş ve İstanbul’u 1412 yılında kuşatmaya almıştır. Fakat rakip şehzadelerden Çelebi Mehmet’in harekete geçmesi üzerine kuşatma kaldırılmıştır. Bizans imparatoru Yoannis'e elçiler gönderen II. Murat Düzmece  Mustafaya destek verilmemesini istemiştir. Fakat umduğu desteği bulamayan Osmanlı devleti bu isyanla uğraşmaya devam edince II. Murat, şehzadesi olan Mustafa’yı Bizans’ı kuşatmaya göndermiş ve Bizans İmparatoru Yoannis ateşkes teklifinde bulunmuş, Osmanlı devletine Karadeniz kıyısındaki bazı toprakları ve vergi vermeyi kabul etmiştir. Sonuç olarak yapılan her kuşatmada kentin surlarının zayıf yönlerini gören Bizans, İstanbul’u adeta surlarla örerek geçilmez bir şehir yapmış ve II. Mehmet tahta geçtiğinde tamamen kapalı bir şehirle karşı karşıya kalmıştır.
  • Kuşatma İçin Yapılan Askeri Hazırlıklar
    İstanbul’u çevreleyen surların çok güçlü olması ve daha önceki kuşatmalarda kullanılan küçük topların surlara zarar vermemesi nedeniyle Musluhiddin, Sarucalı Sekban ve top ustası olan Urban usta (Osmanlı Lağımcıları tarafından Bizans zindanlarından kaçırılmış)  II. Mehmet’in emriyle tarihin en büyük toplarını yapmışlardır. “Şahi” adı verilen bu topun çevresi 3 metre, ağırlısı ise 1500 kilogramdır. Şahi toplarının İstanbul önlerine taşınmasını Rumeli Beylerbeyi olan Dayı Karaca Paşa üstlenmiştir. Osmanlı Devletini kuşatmaya yaşlılardan, acemilerden ve tecrübeli yeniçerilerden oluşan, sayıları 160,000 ila 200.000 arasında değişen asker ve donanmasıyla katılmıştır.
  • İstanbul'un Kuşatılması
    Kuşatmaya başlamadan önce Osmanlı Devleti İstanbul önlerindeki köyleri boşaltmış ve köylülerin birçoğu öldürülmüştür. Osmanlı devletinin bu tutumu üzerine Bizans İmparatoru Konstantin, İstanbul’da bulunan bütün Türklerin hapsedilmesi emrini vermiştir. Ayrıca Konstantin’in kardeşi olan Mora Despotu da Osmanlıya saldırmaya başlamıştır.6 Nisan günü Osmanlı ordusu Haliç’ten Marmara’ya uzanarak İstanbul önlerine gelmiştir. Bizans İmparatorluğunun müttefiklerinden Loukas Notaras ise 100 süvari ile birlikte limanı ve çevresini korumakla görevlendirilmişti. Bizans’a sığınan Şehzade Orhan’a ise askerleriyle birlikte kıyıdaki mahalleri koruma emri verilmiştir.
    Kuşatma başladığında Osmanlı öncelikle İstanbul önlerindeki köyleri yıkarak buraya topları konuşlandırmıştır. Daha sonra yapılan tespitlerde en zayıf surlar bulunmuş ve üç top Bhalame Sarayı’na, üç top Silivri Kapı’ya, iki top Edirne Kapı’ya ve son olarak yeni döktürülmüş olan büyük top olan “Şahi” topu ise Eğri Kapı önüne konuşlandırılmış; fakat kapının çok sağlam olduğunu gören Osmanlı komutanları bu topu St. Romanos’a (Topkapı) konuşlandırılmıştır. Günümüzde Topkapı olarak adlandırılan İstanbul semti adını bu olaydan almıştır. Topların konuşlanmasından sonra II. Mehmet Veziri olan Veli Mahmud Paşa’yla Kontantin’e bir mektup göndererek; şehri teslim ettiği takdirde kendisine ve ailesine bir zarar gelmeyeceği ve şehrin yağmalanmayacağı, fakat direndikleri takdirde şehir fethedildiğinde askerler tarafından yağmalanarak kendisi ve ailesinin de öldürüleceği bildirilmiştir. Bunun üzerine Konstantin şehri savunmaya yeminli olduğunu; fakat kuşatmanın kaldırılması için Osmanlı’ya vergi ödeyebilec12 Nisan 1453 de Osmanlı top atışı başlamıştır. Fakat Şahi toplarının doldurulması yaklaşık 2 saat sürmekte ve Bizans askerleri bu süre zarfında gediklere demir kazıklar çakıp arasına kaya parçaları ve ağaçlar dolduruyorlardı. Bunu gören II. Mehmet topların daha sık doldurulmasını emretti ve sık atılan top atışlarının ardından büyük toplardan biri parçalanarak etrafındaki askerlerle birlikte Urban ustayı da öldürmüştür.Yakınlarda Tamirathane kurulmasına rağmen topların ustası olan Urban usta öldüğü için parçalanan top tamir edilememiştir. Topçu ateşleri ile surlarda açılan gediklerden içeri girmeye çalışan Osmanlı askerleri, Bizans askerlerinin direnişiyle karşılaşmış ve surlara yanaşmak için yapılan iki kulede Bizans’ın Grejuva atması sonucu yanarak kül olmuştur. Karadan yapılan taarruzlarda başarısız olan Osmanlı güçleri aynı gün içerisinde denizden Bizans’a saldırmayı denemiş fakat, Bizans’ın donanmasıyla savaşmaktan Haliç’e gerilen zincirle ilgilenememiş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır.eğini  Padişah II. Mehmet’e iletmiştir.
İstanbul fethedildikten sonra Osmanlı devleti imparatorluk olmuş, Kuruluş dönemi biterek Yükseliş dönemi başlamıştır. II. Mehmet ‘ülke alan, ülke fetheden’ anlamındaki Fatih unvanını alarak Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başlanmıştır. Tarihte çok kilit bir imparatorluk olan Doğu Roma İmparatorluğu tarihe karışmış ve Ortaçağ kapanarak Yeniçağ açılmıştır. İstanbul’un fethiyle Osmanlının, Anadolu ve Rumeli’deki toprakları birbirine bağlanmıştır. Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticari yollar Osmanlı Devletinin kontrolüne geçmiştir. İpek yolunun Avrupa’ya giden kolu Osmanlı devletinin himayesine girmiş ve kuşatma sırasında kullanılan büyük toplar aşılmaz kalelerin yıkılabileceğini göstermiş ve Avrupa’daki Derebeylikler yıkılarak mutlak monarşiler güçlenmeye başlamıştır. İstanbul’un fethiyle İpek yolunun Osmanlının eline geçmesi, Avrupalı devletleri yeni ticaret yolları bulmaya yönlendirerek Coğrafi Keşiflere zemin hazırlamıştır. İstanbul’un fethinden sonra şehirden ayrılan bilim adamları İtalya’ya giderek oradaki Antik Yunan ve Roma eserlerini incelemiş ve Rönesans’ı başlatmışlardır.